Psikoaktif bitkilerin kullanımı insanlık tarihi kadar eskidir. İlk olarak zihni değiştiren ve farklı bilinç halleri oluşturan bitkilerin (sihirli mantarlar-magic mushroom, psilosibin) 100-200 bin yıl önce alet yapmayı becerebilen ve ayakta dik yürüyebilen Homo erectus’lar tarafından Afrika’da kullanıldığı konusunda kanıt bulunmuştur.
10 bin yıl önce de Şaman bilgeler ve ilkel toplumların Tıp insanları tarafından sihirli mantarlar, haşhaş, ephedra, Ayahuasca gibi pek çok psikoaktif madde, güney ve orta Amerika’da, Mısır’da, Mezopotamya’da, Anadolu’da ve Çin’de ilk insanlar tarafından yazının icadından önce kullanılmıştır.
Anadolu, özellikle pek çok kültürü ve çok farklı akımları, sosyal oluşumları barındırdığı için pek çok psikoaktif bitkinin yüzyıllarca hem dini, hem ritüel, hem de felsefi amaçlarla kullanıldığı yerlerden birisi olmuştur.
Şaman ritüellerinden, günümüz dinlerine kadar gelen oluşumların üzerinde bu madde ve bitkilerin etkisinin çok yoğun olduğu bilinmektedir. Günümüze yakın olarak da DNA’nın çift sarmal yapısını bularak Nobel ödülü alan Francis Crick ve DNA’nın polimeraz zincir reaksiyonunu bularak Nobel ödülü alan Kary Mullis bu buluşlarını LSD yolculuğunda yaptıklarını pek çok yerde itiraf etmişlerdir.
Psikoaktif maddeler insan zihninde duygu durum, bilinç değişikliği, algı farklılığı yaratan bitkilere ve maddelere verilen genel bir isimdir. Bu bitkilerin içinde pek çok psikoaktif madde olabildiği gibi, bir çok psikoaktif bileşik de olabilir. Ya da bu bileşiklerin alt metabolitleri de psikoaktif olabilir (cannabis: canabinoid reseptörü – cannabinol gibi).
Psikoaktif maddeler sempatik ya da parasempatik sistemde değişiklikler yaparak; beyindeki nöronal plastisiteyi değiştirerek; nörotransmitter salınımını azaltıp, arttırarak ya da modüle ederek aksiyon potansiyelleri üzerine bazı değişiklikler yapar. Hormonları etkileyerek; hücre membranı üzerindeki bazı taşıyıcı moleküllerin aktivitesini değiştirerek etki ederler.
İnsanlarda bilinç değişikliği yapan bazı psikiyatrik ilaçlar, günlük içtiğimiz kahve(kafein), çay(tein), bitki çayları da hafif düzeyde de olsa psikoaktif maddeler içerir. Bu maddelerin farmakolojik sınıflandırılmasında; anksiyolitikler, öfori veren maddeler, stimülanlar, depresanlar, halüsinojenler olarak yer verilmektedir.
Her hücre ve/veya nöron, dışarıdan gelen kimyasal hormonal ve elektriksel etkiye bir fizyolojik yanıt verir. Bu yanıtı verebilmesi için hücre zarında bulunan reseptör (alıcı) denen bazı protein-lipoprotein yapısındaki özelleşmiş bağlanma alanlarına, agonist dediğimiz kimyasal maddelerin bağlanması gerekir. Agonistler bu reseptöre bağlandığında önce hücre membranında, sonra da hücre içinde bazı zincirleme reaksiyonlara veya elektriksel tepki zincirine neden olurlar. Her agonist yani (bazı kimyasallar ve ilaçlar; dopamin, glutamat, serotonin, norepinefrin, GABA gibi) nörotransmitterler; ya da insülin-testosteron-oksitosin gibi hormonlar, kendilerine has bu reseptörlere bağlanarak agonistik etki yaparlar ve bir dizi fizyolojik olay zinciri başlatırlar.
Pek çok yabancı madde aslında vücutta var olan doğal ve içsel bir agonistin bağlandığı bazı reseptörlere; moleküler, üç boyutlu yapısı, elektriksel yükü ve proteinlerin oluşturduğu karmaşık yapı sayesinde aslında tesadüfen ve o reseptöre yaklaşıp tutunabildiği için sanki doğal-içsel madde o reseptöre tutunuyormuş gibi fizyolojik bir etki zinciri başlatır. Yani nörolojik olarak farklı bilinç hallerine geçiş adı verilen durum bu aşamada gerçekleşebilir ve anormal fizyolojik etkiler görülebilir.
Özellikle beş duyudaki değişimler, halüsinasyonlar ve algının değişimi, bilinç üzerindeki nörolojik yorumları değiştirir. Güçlü halüsinojenler olan LSD, MDMA, STP, Psilosibin (mantar), PCP, Meskalin, İbogain, algılanmakta olan herşeyin değişimine (renklerin ve seslerin değişimine, renklerin ses, seslerin de renk olarak algılanmasına) neden olurlar. Örneğin LSD etkisinde gözlerini kapayan birisi bir çizgi film görmeye başlayabilir ama gözlerini açtığında yine kendini çizgi filmin devamında veya içinde bulabilir. Bu maddeler; hafızaya erişimde değişimler, zaman algısında farklılık, kontrol kaybı, telkine ve beyin yıkamaya yatkınlığın değişimi, vücut imajının değişmesi, anlam ve önem kavramının değişmesi, farklı gerçekliklere açılma hissi gibi durumlar yaratabilir.
Video: insta/lureanimations
ÖNEMLİ NOT: Bahsedilen bilgiler sadece temel bilgi vermek ve akademik bilimsel açıklamalarda bulunmak içindir. Bahsi geçen bütün maddeler tehlikeli olabildiği gibi zarar verici ve bağımlılık yapıcı olabilirler.
Kaynak : Psikoaktif Bitkilerin Tarihi ve Farklı Bilinç Hallerinin Psikofarmakolojisi (Doç. Dr. Ümit Sayın)
Yorum ekle